Haziran 05, 2021

“Yarının doğası bugünden yaratılır.”

Haziran 05, 2021 0


Çevreye Duyarlı Çocuklar Yetiştirmek  



Dünya'da özellikle de ülkemizde çevre ve iklim konusunda tehlike çanları çalıyor. Türkiye'de çevre sorunlarının listesi bir hayli kabarık: Orman tahribatı, su kaynaklarının yitirilmesi, iklim değişikliğinin insan ve doğa üzerindeki etkisi, denizlerin ve toprağın kirletilmesi, hava kirliliği, fosil yakıtlar, atık ve çöp sorunları...

Son olarak Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı'nda ortaya çıkan müsilaj, çevreyle ilgili kaygıları daha da derinleştirdi. Oysa uzmanlara göre tehlike her zaman bu kadar gözle görünür olmayabiliyor.

Sorunlar alt alta yazıldığında karamsar bir tablo ortaya çıksa da, bilim insanları çözümün "imkansız" olmadığında hemfikir. Ancak kronik hale gelen bazı sorunlar, çevre konusunda çözümlere ulaşmayı daha da geciktiriyor.

Kendi payımıza düşeni yapmak dışında eğitimciler ve veliler olarak sorumluluklar almalıyız. Türkiye'de çevre eğitimi, ilkokul, ortaokul ve lise düzeylerinde veriliyor. Ancak ders içeriklerinde neden-sonuç ilişkilerinin kurulmasında ve insan-doğa ilişkilerinin kavranmasında eksikler bırakıldığı yönünde eleştiriler sıklıkla dile getiriliyor. Çevre bilincinin eğitim sisteminin ilk basamaklarından itibaren alınması gerekiyor. Olguların bir bütün halinde görülmesi durumunda öğrencilerin daha farklı tepkiler verebilir. "Bazı kavramlar ve değerler ne yazık ki ileri yaşlarda çok daha zor yerleşiyor. Okul öncesi eğitimden başlayarak doğa ve insan arasındaki ilişki ve denge görülmeli ve mümkünse deneyimlenmeli. İlkokul, ortaokul, lise düzeyinde öğrenciler bu olguları tartışıyolar, ama bütüncül şekilde görmedikleri için sebep sonuç ilişkilerini bilmiyorlar."

Ne yapabiliriz ?


Okul öncesi yaştaki çocuklar çevresel konularda düşündüğümüzden daha hassas ve ilgili (Palmer, 1994). Öğretmen ve ebeveyn olarak bizim görevimiz ise onların bu ilgilerini kullanarak, daha kaliteli bir eğitim ortamı sunmak. Bunu nasıl yapabiliriz? Öncelikle kavramları öğretmekle başlayıp, sonrasında çocukların doğrudan  gözlem yapabilecekleri uygulamalar geliştirebiliriz. Ekoloji öğretirken kendi bilgi seviyemizi artırmak ve çevresel konulara olumlu yaklaşmak da üzerimize düşen görevlerden biri.

Dışarıya çıkın.


 Çocukların bahçede geçirdikleri zamanı artırmaya çalışın. Çocukların duyarlı bireyler haline gelmesinde dış dünyaya erişimleri çok önemli bir rol oynuyor (Palmer, 1994).


Bunun için doğa koleksiyonları yapabilirsiniz. Çocuklar ile birlikte çeşitli renk, şekil ve boyutlarda taşları toplayabilir, farklı türlerdeki bitkilerin kuru yapraklarını toplayabilir veya mevsimine göre farklı çiçek türlerini gözlemleyebilirsiniz. Dış dünyayı sınıf içine taşımak için ise, gözlem yaptığınız türlerin fotoğraflarını çocuklar ile birlikte çekerek bir albüm oluşturabilir ve sınıf içi etkinliklerinde bu fotoğraflardan faydalanabilirsiniz. Sınıf içerisine bir kutu toprak, kum, kuru bitkiler ve benzeri malzemeler getirerek onlara keşif ve gözlem şansı tanıyabilirsiniz. Ayrıca, çocukların ekim yapabileceği bir bahçelerinin olması çok yararlı olabilir. Eğer böyle bir imkanınız yoksa, iç mekan bitkilerini kullanabilir, çocukların bitkileri yetiştirmesine imkan tanıyabilirsiniz.

Doğa gezileri düzenleyin.


 Düzenli olarak yakındaki park, bahçe veya doğal alanlara geziler düzenleyin. Bu en yakındaki yeşil alan da veya bir milli park da olabilir. Bu geziler sırasında çocuklar ile doğa koleksiyonları ve gözlemler yapabilirsiniz. Düzenli geziler çocukların fiziksel sağlığı için faydalı olabileceği gibi onların merak duygularını uyandırmanıza yardımcı olacaktır. Çevrelerini daha çok fark edebilmeleri için onlara “çevrede kaç tane kuş var?” veya “haydi pembe renkli çiçekleri bulalım!” gibi sorular sorarak dikkatlerini çekebilirsiniz.

Geri dönüşümü öğretin.


 Sınıfınızda geri dönüşümü hayatın bir parçası haline getirebilirsiniz. Geri dönüşüm konusunu programın bir parçası haline getirerek çocukların daha derin anlayışlar kazanmasını sağlayabilirsiniz.

Çocukların bilgi seviyelerini anlamaya yönelik, geri dönüşüm ilk basamağı olan “çöp nedir?” sorusu ile başlayabilirsiniz. Onlardan evlerinde çöpleri ne yaptıklarını anlatmalarını isteyebilirsiniz. Buradaki önemli noktalardan biri her şeyin çöp olmadığını ve yeniden kullanılabilir olduğunu anlatmak. Dört ana geri dönüşüm materyalinden başlayabilirsiniz: Kağıt, cam, metal ve plastik. Çocukların iyi bir anlayış geliştirmeleri için her seferinde birini ele alın ve bu malzemelerle etkinlikler yapın. Örneğin kağıt için, kağıdın kullanıldığı defterler, gazeteler, karton bardaklar, tuvalet kağıtları veya kağıt havlular gibi malzemeleri kullanabilir, çocuklar ile birlikte kağıt geri dönüşüm kutusu yapabilir ve hangi materyallerin geri dönüşüme uygun olduğunu birlikte keşfedebilirsiniz. Benzer şekilde cam için şişeler ve kavanozlar, metal için konserveler, plastik için de geri dönüşüme uygun her türlü malzeme örnek olarak verilebilir. Cam şişeleri el işi yapmak için kullanabilir, konserve kutulardan saksı yapabilir veya plastik şişelerden kukla veya biblolar yapabilirsiniz.

Çevresel sorunları tartışın ama olumlu bir tutum sergileyin. 


Hava, toprak ve su kirliliğini, ormansızlaştırma ve etkilerini ve ekosistem  (madde alışverişi yapan canlı organizmalar ile cansız maddelerin bulunduğu doğa parçası) döngülerini mutlaka uygulamalı ve görsel destekli biçimlerde anlatmaya çalışın. Fakat, anlatımınızda olumsuz ve şikayet edici bir tavır takınmak yerine, bireysel sorumluluklar ve çözüm yolları üzerinde durun. Örneğin, doğanın ve canlıların güzelliklerini ön plana çıkarabilirsiniz. Gereksiz kağıt havlu kullanmamak, ışıkları söndürmek, suyu boşa harcamamak ve benzeri davranışları fark etmelerini sağlayın. En önemlisi, kendi davranışlarınızı da bu yönde şekillendirin ve onlara model olmaya çalışın. Bu konuda kendinizi geliştirmek için TÜBİTAK Bilim ve Teknik’in sunduğu “Ekosistem ve Döngüler” sayfasından yararlanabilir. Bilgiler sade ve anlaşılır sunuluyor, görseller ve sözel anlatımlarla destekleniyor. Sayfaya bu linkten ulaşabilirsiniz: http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bilgipaket/ekosistem/

Bırakın çocuklar sizi yönlendirsin. 


Bu etkinlikleri uygularken çocukların heves ve merakını doğru yönlendirmek çok önemlidir (Hendrick, 1997). O nedenle onlara öğrenme ortamını sağladıktan sonra onların kendi girişkenliklerini teşvik edin. Çünkü merak ve yaratıcılık, ekolojiyi öğretme konusunda iki önemli yapıtaşıdır. Örneğin, sınıf içine getirdiğiniz malzemeleri karışık bir biçimde düz bir yüzeye dizebilir ve çocukların hangi malzemenin hangi geri dönüşüm kutusuna gideceğine karar vermelerini isteyebilirsiniz. Hatta geri dönüşüm kutularını da çocuklar kendileri yapabilir, geri dönüştürülebilir malzemelerle  süsleyebilir ve isterlerse alt gruplara ayırarak geri dönüşüm yapabilirler. Örneğin, büyük şişeler, orta şişeler ve küçük şişeler için ayrı kutular yapabilirler.

Günlük rutinler haline getirin ve aileleri katın. 


Dışarıya çıkmayı, doğa koleksiyonlarını, sınıf bitkileri bakımını, geri dönüşümü ve çevreye duyarlı davranışları sınıfınızın günlük rutini haline getirin. Duyarlılık geliştirmeleri için onlara sorumluluk vermekten çekinmeyin. Her gün sınıfa geldiklerinde çiçekleri sulamak, malzemeleri geri dönüşüm kutusuna atmak, tekrar kullanılan malzemeleri değerlendirmek için ayırmak gibi görevleri olabilir. Çocukların ekolojik duyarlılıklarının gelişimi için aile katılımı da çok önemlidir. Aileleri yaptığınız çalışmalar ve çevre duyarlılığı için uyguladığınız günlük rutinler konusunda bilgilendirebilir ve ev ortamında devamını sağlamak için adımlar atabilirsiniz. Doğa gezileri düzenlediğinizde ebeveynleri davet ederek onları da çocukları ile doğa keşifleri yapmak için teşvik edebilirsiniz.

                Toplumsal ve evrensel olarak çevresel değişimler konusunda daha bilgili hale gelmiş olsak da henüz kat etmemiz gereken çok yol var. Erken çocukluk döneminde ekoloji eğitimini programlarımıza katabilmemiz için bize düşen görev hem kendimizi bu alanlarda geliştirmek, hem de çocuklar ile çevre duyarlılığını artıracak uygulamalar yapmaktır..


Kaynak: Tema, Açev


Unutmayalım; “Yarının doğası bugünden yaratılır.” 

Haziran 02, 2021

Başarılara İmza Atan; Finlandiya Eğitim Sistemi

Haziran 02, 2021 0

Başarılara İmza Atan; Finlandiya Eğitim Sistemi


“Dünyadaki en iyi eğitim sistemi hangi ülkeye ait?” diye sorsak, muhtemelen birçoğunuz bunu Finlandiya olarak cevaplardı. Gerek PISA testlerindeki başarısı gerek mutlu öğrencileriyle Finlandiya’nın bir şeyleri diğer ülkelerden farklı yaptığı ortada. Peki Finlandiya’nın sırrını beraber keşfetmek ister misiniz? Gelin Finlandiya'nın kültürel yapısını ve eğitim sistemine birlikte göz atalım.


Finlandiya’nın Coğrafi ve Kültürel Yapısı:


Finlandiya PISA sınavlarından elde ettiği başarılarla dünyanın ilgisini çekmeyi başarmış bir ülkedir. Peki Finlandiya’daki eğitim sisteminin başarısının ardındaki sır nedir?

Finlandiya eğitim sisteminin işleyişine geçmeden önce ülkenin fiziki ve coğrafi özelliklerinden bahsederek yazıma başlamak istiyorum.

Finlandiya Kuzey Avrupa’daki İskandinav yarımadasında, Baltık Denizi kıyısında yer alan bir ülkedir. Başkenti Helsinki’dir. Rusya, Norveç ve İsveç ile komşudur. Avrupa’nın nüfusu en az olan ülkelerinden birisidir. Finlandiya’da nüfusun yaklaşık yüzde 90’ı Fince konuşur.

Finlandiya’nın Rusya sınırı yakınlarında ve kuzey kısmında iklimi oldukça soğuktur. Kışın sıcaklık -20 derecelere kadar düşebilmektedir. Yaz aylarında ise sıcaklık 11-20 derece civarındadır. Finlandiya’da insanların çoğu yaz aylarını göl kenarlarındaki evlerinde geçirmeyi tercih ederler. Finlandiya’da günler oldukça uzun, geceler ise kısa

El değmemiş ormanlara ve muhteşem manzaralı göllere sahip olan Finlandiya’da halk, boş vakitlerinde fiziksel aktiviteler ve yarışmalar düzenler. Göl kenarlarında sık sık doğa yürüyüşleri yapmaktan hoşlanırlar.

Fin halkı genel olarak mütevazı, hoşgörülü, saygılı, dakik ve verdikleri sözü tutan insanlar olarak bilinirler. Kitap okuma alışkanlıkları oldukça yüksektir. Yılda kişi başına düşen kitap okuma oranı ortalama 57 kitaba denk gelmektedir.

Finlandiya’da sosyal hak, güvenlik ve sağlık sistemleri çok gelişmiştir. Sağlık ve bakım hizmetleri konusunda en üst sırada yer alan ülkelerin başında gelmektedir. Birleşmiş Milletler’ in mutluluk endeksinde en mutlu ülkeler arasında Finlandiya başı çekmektedir.





Finlandiya Eğitim Sisteminin Temel Yapı Taşları:


Finlandiya’da çocukların temel eğitime başlama yaşı 7 yaş civarıdır. Zorunlu eğitim ise 9 yıldır.

Aileler çocuklarını genellikle mahallerinde yer alan okullara gönderler. Okul ile ev arası mesafe az olduğundan çocuklar okullarına yürüyerek giderler. Aileleriyle ya da servislerle okula gitmeyen çocuklar böylece bağımsızlığı ve kendilerine güvenmeyi erken yaşlarda deneyimlerler. Bazı kırsal bölgelerdeki okullarda ise öğrencilerin ulaşımları servislerle ve ücretsiz olarak karşılanır.

Finlandiya’da okulların en büyük destekçisi toplumdur. Eğitim sadece okulun ya da öğretmenlerin görevi değildir. Çevrenin eğitimin destekleyicisi olduğu görüşü hakimdir. Böylece Finlandiya’da okullar toplumla iç içe geçmiş ve birbirinden destek alan kurumlar olarak karşımıza çıkar.

Finlandiya’da eşitlik kavramına son derece önem verilir. Bu yüzden eğitim hakkı herkes için eşittir. Finlandiya’da tüm eğitim giderleri (ders materyalleri de dahil) devlet tarafından karşılanır.

9 yıllık zorunlu eğitim döneminde öğrenciler ana dil, sağlık eğitimi, ahlak eğitimi, sosyal bilimler, matematik, fizik, kimya, biyoloji, coğrafya, tarih, beden eğitimi, müzik, görsel sanatlar, el sanatları, ev ekonomisi ve rehberlik alanlardaki dersleri görürler.

Her çocuğun her ders için yüksek başarı gösterme gibi bir zorunluğu yoktur. Öğrenciler, kendi ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda eğitim programlarını oluştururlar. Öğretmenler öğrencileri bilmedikleri ve ilgi duymadıkları bir konu hakkında fikir sahibi olmaya zorlamak yerine, öğrencilere kendi yeteneklerini keşfettirerek ilgi duydukları alanda kendilerini geliştirmeye teşvik ederler.

Finlandiya’da eğitim süresi günde 4 saat olarak belirlenmiştir. 4 saatlik eğitim sürecinde teneffüs süreleri 15 er dakikadan oluşmaktadır. Ders saati uzarsa öğrencilerin teneffüs süreleri de uzatılır. Çocuklar okul saatlerinden geriye kalan zamanlarının büyük bir kısmını, oyun oynayarak ve arkadaşlarıyla vakit geçirerek değerlendirirler. Arkadaşlarla geçirilen bu zaman dilimlerinde çocuklar, çevrede olup bitenlerle ilgili birçok şey öğrenir. Örneğin bir tırtılın koza yapmasını, bir salyangozun izini, bir hayvanın yavrusunu beslemesini gözlemlerler.

Finlandiya’da öğrencilere eğitim hayatlarının ilk altı yılında kesinlikle not verilmez. Çocuklar okullarında 16 yaşına kadar herhangi bir sınavla karşılaşmazlar. Öğrencilerin başarıları, gösterdikleri olumlu davranışlar ve yetenekleri doğrultusunda belirlenir. Fin eğitim anlayışında sınavların öğrencilerin öğrenme heyecanını azalttığı ve strese neden olduğu kanaati yaygındır.

Fin eğitim sistemlerine göre öğrenmenin en iyi yeri okuldur. Bu yüzden ödevler diğer ülkelerdeki öğrencilere verilen ödevlendirmelere kıyasla daha azdır. Örneğin haftada 2-2.5 saat ödev süresi vardır. Bilinenin aksine Finlandiya’da öğrencilere ev ödevi verilmediği iddiası doğru değildir. Öğrenciler okulda yarım kalan projelerini ya da derslerini isterlerse evde tamamlayabilirler. Yani çocuklar ihtiyaç duyarlarsa evlerinde tekrar yapıp ders çalışabilir.

Çocukların fiziksel gelişimlerini en üst seviyede tutmak adına okullarda her türlü sportif faaliyetler mevcuttur. Farklı ve özel yetenekleri olan çocuklar spor ya da sanat gibi branşlarda özel olarak eğitilirler.



Finlandiya’da Öğretmenlik :


Finlandiya da öğretmenlik, en değer verilen meslekler arasında yer alır.

Finlandiya’da öğretmen olabilmek için 6 yıl eğitim almak gerekmektedir. Öğretmen adaylarında sahip olmaları gereken birtakım kriterler mevcuttur. Öğretmenlerin öğrencilerle iyi ilişkiler kurma, çocukların düzeyine inebilme, dünyadaki gelişmeleri takip etme, araştırmacı bir kişiliğe sahip olma, ve empati kurabilme becerilerine sahip olmaları beklenir.

Öğretmen olmak için üniversiteye başvuranların sadece onda biri öğretmenlik hakkını elde edebilmektedir. Öğretmenler üniversiteden en az iki farklı branştan mezun olurlar. Böylece okullarda coğrafya dersi öğretmeninin biyoloji dersine de girebildiği görülmektedir. Bu durum öğretmenlere disiplinler arası ve etkileşimli bir ders işleme kolaylığı sağlar. Buna ilaveten her öğretmenin çift branşa sahip olmaları yanında, yüksek lisans yapmaları beklenir.

Öğretmenler sınıf içinde öğrencilerine sürekli bilgi aktarmak yerine, öğrencilerine rehber olmayı tercih ederler. Öğretim sürecinde öğrencinin aktif olduğu bir sınıf iklimi yaratırlar. Sınıfta öğrenciler kendi öğrenmelerinden sorumludur. Öğrenciler sınıfta ilgi ve ihtiyaçlarına göre istedikleri ders materyallerini kullanabilirler. Sınıflarda dersler daha çok grup çalışması şeklinde işlenir. Öğretmen öğrencilerin ihtiyaçları doğrultusunda bireysel çalışmalar da planlayabilir.

Finlandiya’da öğretmenlere eğitim konusunda son derece güvenilir. Öğretmenler ihtiyaca göre müfredatı oluşturmada özerktir. Öğretmenler ders başlamadan önce konunun akış planını ve materyal hazırlığını yaparak sınıfa girerler. Sınıfında uygunsuz bir davranışla karşılaşan öğretmen öğrencilerini uyarırken onların kişisel haklarına saygılıyla yaklaşır. Öğretmenler güler yüzlü ve sevgi dolu olmalarının yanında mesleki bir otoriteye sahiptir. Öğrencilere karşı mesafeyi dengede tutmaya dikkat ederler.


Kaynak: Abdülkadir ÖZBEK




Haziran 01, 2021

Çocuklarımıza Öğretebileceğimiz Temel Hayat Becerileri (Yaşa Göre)

Haziran 01, 2021 0
Çocuklarımıza Öğretebileceğimiz Temel Hayat Becerileri (Yaşa Göre)

Çocuklarımıza Öğretebileceğimiz Temel Hayat Becerileri (Yaşa Göre)





Salgından dolayı eğitim hayatının evlerimizden çıkmadan yürütülmesinin henüz ilk günündeydik ki, sakinliğimi daha fazla koruyamadım. Eşim de ben de tam zamanlı olarak çalışıyorken üç çocuğa öğretmenlik yapacak vakti nasıl bulacaktık? 

Çalışma alanlarımız, internetin veri aktarım hızı ve temel matematik problemleri gibi konular hakkında endişelenip duruyordum. Ardından bir şeye karar verdim… Pes etmeye! Elbette eğitim hayatlarının farklı seviyelerini iki farklı okulda sürdüren bu üç çocuk için elimizden geleni yapacaktık, ancak aynı zamanda geleneksel hayat becerilerine de yoğunlaşacaktık.

İlk gün oğluma ergenlik çağında alması gereken temel besinlerden ve erişteden; kızlarıma ise çikolatalı kurabiyeler eşliğinde ev ekonomisinden bahsettim. Çoğunlukla geri planda kaldım ve kızlarımın, ölçüm ve karıştırma gibi normalde benim yapacağım detaylarla uğraşmalarını izledim.

İkinci gün, en sevdiğimiz peluş oyuncaklarda açılmış olan delikleri diktik. Üçüncü gün geldiğinde ise en küçük kızım o günün dersini heyecanla bekliyordu, bu da beni hazırladığım bu beceriler listesini arkadaşlarıma ve çevreme yaymam için teşvik etti. Elbette bu becerilerin çoğunu çocuklarımıza herhangi bir zaman öğretebiliriz, ancak hayatlarımızın zorunlu olarak yavaşladığı bu günlerin çok daha uygun olduğunu düşünüyorum. 

İşte karşınızda çocuklarınıza öğretebileceğiniz, gerçek hayattan çeşitli beceriler:

1-3 Yaş ve Okul Öncesi Çağdaki Çocuklar İçin Hayat Becerileri

1. Görünüşe göre uzun bir süre daha evdeyiz, o halde neden bebek bezini çıkarıp tuvalet alıştırmaları yapmıyorsunuz?

2. Tam yeri, tam zamanı: Küçük çocuklarınıza 20 saniye boyunca ellerini yıkamayı öğretin.

3. Çocuklar bile oyuncakları düzenleyebilir ve yerlerine kaldırabilirler. 

4. Nasıl olsa bir yere gitmiyorsunuz ve aceleniz yok, bırakın küçükler kendi kıyafetlerini seçsin ve kendi başlarına giysinler!

5. Sulama kabını doldurun ve birlikte bitkileri sulayın.

Çocuklarımıza Öğretebileceğimiz Temel Hayat Becerileri (Yaşa Göre)


Küçük çocuklar da çorapların teklerini bulmaya çalışarak ev işlerine yardım edebilir. 

6. Çamaşır yıkama yükünü, küçüklere ‘çorapları eşleştirmece’ oynatarak hafifletebilirsiniz. 

7. Ceketlerin fermuar ve düğmelerinin nasıl kapanıp açıldığını gösterebilirsiniz.

8. Kendi yüzlerini kendileri yıkasınlar. 

9. Okul öncesi çağdakiler için: Onlara telefon numaranızı ve evinizin adresini iyice ezberletin. 

10. Çocuğunuza 1-1-2’yi tuşlamayı ve hangi acil durumlarda araması gerektiğini öğretin. 

11. Bahar havasının tadını çıkarın ve çocuğunuza ev ya da apartman bahçenizde üç tekerlekli veya alıştırma tekerlekli bisiklete binmeyi gösterin. 

Çocuklarımıza Öğretebileceğimiz Temel Hayat Becerileri (Yaşa Göre)


Çocuklarınızın ayakkabı bağlamasını öğrenmeleri için bir şarkı ya da bir YouTube videosu bile yeterli olabilir.

Anaokulu Çağındaki Çocuklar İçin Hayat Becerileri

12. YouTube’u lehinize kullanın ve onlara nasıl ayakkabı bağlanıldığını gösteren videolar izletin.

13. Toz alma fırçasını eline verin ve temizliğe yardımcı olmalarını söyleyin.

14. Benzer şekilde, onlara tel süpürgeyle evi nasıl süpürebileceğini öğretin. Anaokulu yaşındaki çocuklar bile bir süpürgeyi kullanabilirler.

15. Veya onlara elektrikli süpürgeyi kullanmayı gösterin.

16. Masayı kurarak akşam yemeğinin hazırlanmasına yardım etmelerini sağlayın.

17. Ve toplama zamanı geldiğinde sofrayı kaldırmayı öğretin.

18. Kıyafetleri renklerine göre ayırarak çamaşır gününe katkı sağlayabilirler. 

19. Alıştırma tekerlerini çıkarın ve tek başlarına iki tekerlekli bisikletin tadını çıkarmalarını sağlayın.

20. Kendilerine (ve size) basit ve lezzetli bir sandviç yapmayı öğretin.

21. Onlara çöpü dışarı çıkarmayı göstererek ev işlerine biraz yardım etmelerini sağlayın.

22. Cam ya da aynaları nasıl düzgünce silebileceklerini gösterin.

Basit bir dikiş öğrenmek bile ileride mutlaka işlerine yarayacaktır! 

23. Birlikte temel dikiş becerilerini çalışın.

24. Mektupları posta kutusundan alıp eve getirmelerini sağlayın.

25. Kumbarayı boşaltıp bozuk paralarla oynayın veya para bozma hakkında bilgi verin (ekstradan matematik dersi!) 

26. Evinizde analog saatler var mı? Şimdi saat okumayı öğrenmenin tam zamanı.

27. Onlara temel ilk yardım teknikleri hakkında bilgi verin.

28. Kurabiye tarifleriyle yaratıcılıklarını konuşturmalarına müsaade edin.

29. Makarna ya da cips gecesi için kaşar peyniri rendelemelerine izin verin. İş yaparken parmak uçlarına dikkat etmeyi unutmayın. 

30. Onlara yatak toplamayı gösterin.

31. Çamaşırlar yıkanıp katlandıktan sonra yerleştirme işini çocuklar yapabilir. 

Erken Ergenlik Çağındaki Çocuklar İçin Hayat Becerileri

32. Çocuğunuza bir haritanın nasıl okunacağını öğretin – Google’dan yardım almadan.

33. Onlara el yazısı alıştırması yapabilecekleri bir defter alın ya da internetten çalışma sayfaları indirin. 

34. Banyonun ve tuvaletin nasıl temizlendiğini gösterin.

35. Yemekten sonra bulaşıkları makineye kaldırmalarını sağlayın. 

36. Aynısı çamaşır makinesi için de geçerli! Biraz yardım ile bu işin de üstesinden gelebilirler. 

37. Onlara fırın kullanımını da içeren temel mutfak becerilerini gösterin. Çırpılmış yumurta iyi bir başlangıç olacaktır. 

38. Bir diğer lezzetli seçenek: Kaşarlı tost.

Küçük bir çocuk basit bir kurabiye hamurunu kolayca hazırlayabilir.

39. Onlara kolay bir pişirme tarifi verin. Fırına verme ve fırından alma kısmında yardıma ihtiyaçları olabilir ama malzemeleri ölçme ve karıştırmanın altından kolayca kalkabilirler. 

40. Onları bilgisayarda yazı yazma programının başına oturtun.

41. Birlikte arkadaş ya da akrabalarınıza eski usul bir mektup yazın ve çocuğunuza pul almayı ve mektubu postaya vermeyi gösterin. 

42. Kendi saçlarını nasıl yapabileceklerini gösterin, bu yaştaki çocuklar örgü veya atkuyruğu gibi basit modelleri kolayca yapabilirler.

43. Onlara hediye paketlemeyi öğretin. 

44. Beraber bir takvim ya da günlük plan hazırlayın ve bu plana uymasını sağlayın. 

45. Alışverişe mi gidiyorsunuz? Para işini o halletsin ve para üstünü saysın. 

46. Onlara yumuşak meyveler kestirerek temel bıçak becerileri öğretin. Evinizde çocuklar için küçük boy bıçaklardan varsa daha da iyi.

47. Onlara biraz teknoloji dersi verin ve bilgisayarda bir video dosyası hazırlamayı öğretin.

48. Bahçeniz varsa çocuğunuza görevler verin: Dökülen yaprakları toplamak, çiçek ekmek ve otları sökmek gibi.

49. İster evde ister internette olsun, ortak kullandığınız aile takviminize nasıl etkinlik ekleyebileceğini gösterin.



Kaynak: https://www.egitimpedia.com/cocuklarimiza-ogretebilecegimiz-temel-hayat-becerileri-yasa-gore




Temmuz 22, 2020

KADINLARA GÜLÜŞLERİNİ GERİ VERİN

Temmuz 22, 2020 0
KADINLARA GÜLÜŞLERİNİ GERİ VERİN

KADINLARA GÜLÜŞLERİNİ GERİ VERİN


Yazması, düşünmesi, konuşulmasına bile tahammülü olunamayan ama bir türlü çözüme kavuşamayan konumuz, kadınlar ve yaşadıkları... KADINLARA GÜLÜŞLERİNİ GERİ VERİN. Her kadının yaşadığı toplumda güven ve huzur içinde yaşama hakkı en tabi haktır. Neden bu hakkımız ihlal ediliyor. Yaşanan münferit bir olay değil kadına yönelik sistematik bir şiddet ve ayrımcılıktır! Bu sorunun tarifini buna göre yapıp buna uygun çözüm sağlamalıyız.



Bir eğitimci olarak kendi payıma düşeni yapabilmek adına çocuk yetiştirirken eğitiminden sorumlu herkese özellikle annelere sesleniyorum! Sevgili anneler;bir kadın ve bir anne olarak  yetiştirdiğiniz çocukların eğitimine sağlıklı psikoloji ile yetişmesinde gerekli özeni göstermek zorundasınız! Bu konunun ihmali, eksikliği veya telafisi yok. İnsani değerlere sahip, vicdanlı, sevgi ve saygılı çocuklar yetiştirmek hepimizin görevi. Her ne kadar çocuk yetiştirmek  baba ve annenin ortak görevi olsa da, çocuğuna doğruları öğretmek konusunda biz kadınlar olarak bunu sağlayabiliriz. Bir çocuk nasıl yetiştirilirse öyle şekillenir kişiliği. İleride çevresindeki insanlara da bu doğrultuda davranır. Çocuklarınızı yetiştirirken çok dikkat edin... Edin ki, ileride bir insanın canını yakmaya çalışacak bir birey olmasın...





1.Cinsiyetçi ve ırkçı yaklaşımlardan uzak tutulabilmeli. "Sen erkek adamsın, yaparsın", "Kız gibi ağlama yine." gibi terimlerin kullanılmasına izin verilmemeli. Bunların yanlış olduğu anlatılmalı. İnsan olmanın önemi vurgulanmalı.
2.Her isteğinin gerçekleşmesinin imkansız olduğu, bunun için kendisine ve insanlara acı çektirmesinin gereksiz olduğu öğretilmeli. Her istediği verilmemeli çocuğa, bazen elinde olmayan şeylerin farkına varması sağlanmalı. Her şeye sahip olabileceğini düşünmemeli.
3.Sahip olduğu şeylere iyi bakması gerektiği, sorumluluğunun onda olduğu bilinci verilmeli. Aslında sahip olmanın bir sorumluluk getirdiğini öğrenmeli. Her şeyi har vurup harman savurmamalı.
4. Empati kurabilmesinin gerekli olduğu anlatılmaya çalışılmalı. Kendi başına gelmesini istemediği bir şeyin başkasının da başına gelmesini istememesi gerektiği anlatılmalı. Her zaman karşısındakini de düşünerek hareket etmesi gerektiği, böylece kimseye zarar vermeyeceği gösterilmeli.
5.Ne olursa olsun hiçbir zaman, hiçbir şekilde; bir kadını taciz etmemesi, zarar vermemesi gerektiği ve bunu yapmanın hiçbir bahanesi olamayacağı kesinlikle öğretilmeli... Çocuklar ne kadar babalarını rol modeli olarak görseler de, sizi dinleyip sizin sözlerinize göre hareket ederler. Bir çocuğa küçükken öğretilen her şey hayatını şekillendirir. Ve bir kadına nasıl davranacağı da ona öğretilenlerle şekillenir...
6. Erkekliğin bir üstünlük göstergesi olmadığı anlatılmalı. Daha çocukken, erkekliğin bir üstünlük olduğu lanse ediliyor çocuklara. O bilinçle büyüyorlar. Cinsiyetçiliğin temelleri atılmış oluyor böylece. Kız çocuklarından bir farkı olmadığı öğretilmeli erkek çocuğa; kendini üstün görmemesi aşılanmalı.
7. Bir sorununu, tehdit ederek ya da şiddetle çözemeyeceği söylenmeli. Konuşarak anlaşabilmeli herkesle. Sınırını bilmeli. Gücünün yetmediği şeylerde şiddeti ve tehdit etmeyi bir çözüm aracı olarak görmemeli.
8. Yanlış bir şey yaptığında özür dilemesi gerektiği öğretilmeli. Her insanın hata yapabileceği ama bir özrün çok şeyleri düzeltebileceği anlatılmalı. Özür dilemenin bir zayıflık göstergesi değil de bir cömertlik belirtisi olduğu öğretilmeli.
9.Paranın her kapıyı açmayacağı, maddiyatın çok da önemli bir şey olmadığı bilgisi aşılanmalı. Para kazanmanın ve bunu doğru kullanmanın önemi anlatılmalı ama paranın da her şey olmadığı gösterilmeli. Parası olan insanların, parası olmayan insanlardan hiçbir farkı olmadığını bilmeli.



10. Hayvanları sevmesi, onların da bir canlı olduğunu unutmaması gerektiği öğretilmeli. Korkutarak, hayvanları öcü gibi göstererek büyütülmemeli çocuk. Bir kedi gördüğünde kovalamaması, köpeğe taş atmaması gerektiği anlatılmalı.


11. Paylaşmanın bir kayıp olmadığı, aslında paylaşan insanın asıl kazanan olduğu söylenmeli. Oyuncaklarını, yemeğini hatta giysilerini ihtiyacı olan biriyle paylaşmasında bir sorun olmayacağı anlatılmalı.
12. Her kötü anında yanında olamayacağınız gösterilmeli. Her canı yandığında size koşmaması gerektiği, kendi ayakları üstünde de durması gerektiği gösterilebilmeli.

Çocuk deyip geçmeyin, ellerinizde bir hazine var.Ülkelerin ve dünyanın kaderini bir annenin doğurduğu, bir ailenin büyüttüğü çocuklar değiştiriyor.Geride bırakacağımız çocuklarımız bu dünyaya bizim oluşturduğumuz imzayı atacak.